Saç boyaları ne kadar güvenli
Bilimsel araştırmalar günlük yaşamda kullanılan kişisel bakım ürünlerinin çoğunun sağlığa zararlı kimyasallar içerdiğini ortaya koyuyor. Bunlar arasında en çok tartışılanlardan biri de saç boyaları... Saç boyatmak; özellikle kadınların vazgeçilmez bakımları arasında yer alıyor. Üstelik pek çok kişi bu işlemi sıkça yaptırıyor. Zararlı etkileri ise genellikle görmezden geliniyor. Oysa bu durumun sağlık açısından önemli riskler yaratabildiğine dikkat çeken Dermatoloji Uzmanı Dr. Hülya Süslü, bu konuda bilinmesi gereken noktaları şöyle açıkladı:
NELER İÇERİR?
Kalıcı saç boyaları, saça rengini veren, genellikle amonyak veya monoetanolamin içeren renk özü ve hidrojen peroksit denilen açıcı olmak üzere iki ana bileşenden oluşur. Bu bileşenler saç derisinde kızarıklık, kaşıntı gibi alerjik reaksiyonlara neden olabilir. Hidrojen peroksit, saçlarda sülfür kaybı ortaya çıkardığı için dökülmelere yol açabilir. Amonyak içermeyenlerde, toksik maddelerden Monoethanolamin (MEA) bulunabilir.
Ne kadar ara verilmeli?
Yeniden uzayan, boyanmamış saçlardan kaynaklanan fark edilir bir kök hattını önlemek için her 4 ile 8 haftada bir yeniden saç boyatmak yeterlidir.
Kansere sebep olur mu?
Saç boyalarının içerdiği benzen, formaldehit, parafenilendiamin (PPD), aminofenol ve naftilamin gibi bazı kimyasallar nedeniyle özellikle hematolojik kanserler, meme kanseri ve mesane kanseri riskini artırdığını gösteren çalışmalar mevcuttur. PPD karaciğerde de hasara yol açabilir. Bütün bu riskler sık sık saç boyatan kişilerde artmaktadır.
Bitkisel boyalar ve kınalar sağlıklı mı?
Saç boyalarının bitkisel kökenli olması zehirli olmadığı veya kesinlikle güvenli olduğu anlamına gelmez. Siyah kına olarak satılan paketlerde de alerji riski yüksek parafenilendiamin bulunmaktadır. Yeşil ceviz kabuğunda bulunan, bitkisel boyalarda renklendirici olarak kullanılabilen juglon; hücre hasarı yapan sitotoksik (hücreye toksik şekilde etki edip hücreyi öldüren ya da fonksiyonunu durduran) bir maddedir. Ayrıca saç boyalarında kullanılan bitki özlerinin renklendirici içerikleri ve zehirli etkileri; farklı bitki kaynaklarına, hasat mevsimine ve elde edilme tekniğine göre değişkenlik gösterebilir. Birçok bitkisel renklendirici; antioksidan, iltihap ve mikroorganizma önleyici etkilere sahiptir. Fakat kadmiyum, kurşun, krom gibi ağır metal iyonları içerebilmesi, çevresel kirleticilerin varlığı ve güneş ışınlarına karşı duyarlı olabilmeleri kullanımlarını kısıtlamaktadır. Bitkisel kökenli saç boyalarının da dikkatli bir şekilde kullanılması ve içerdikleri maddelere dair bilgi sahibi olunması önemlidir.
Kimler için daha risklidir?
Gebelik ve emzirme döneminde saçını boyayan annelerin çocuklarında astım gibi solunumsal hastalıkların ve lösemi riskinin arttığına dair vaka bildirimleri mevcuttur. Bu nedenle özellikle gebeliğin ilk 3 ayında saç boyatılmaması önerilir. Saç boyasının içindeki etken maddelere karşı bilinen alerjisi olanların da boyamaması gerekir. Alerjiye yatkın bireyler, saç boyamadan
1 gün önce kollarına bir miktar boya sürerek alerjileri olup olmadığını deneyebilir.
İşte tavsiyeler
Saç boyalarının içeriği mutlaka okunmalı, bahsettiğim kimyasalları içerenler tercih edilmemelidir. Boyama işlemi de sadece görünen ve yeniden uzayan bölgeye yapılmalıdır. Bu sayede saçın büyük kısmı aşırı işlemden korunmuş olur. Boya sonrası, saç derisinde veya gözlerde kaşıntı, yanma, kızarıklık gibi şikayetler gelişirse bol suyla yıkanmalıdır. Boya işleminden sonra özel olarak geliştirilmiş bir şampuan ve saç kremi kullanılmalıdır. Saç hasarını azaltmak ve saç şaftındaki boya moleküllerinin bozulmasını engelleyip saç rengini korumak için güneş maruziyetini en aza indirmek gerekir. Sık sık saçların suya maruz kalması da saç renginin solmasına neden olur. Bu nedenle yeni boyanmış saçların yıkama sıklığı azaltılabilir.
Bu şikayetlerde doktora başvurun
Saç boyalarının içeriğinde bulunan parafenilendiamin ve paratoluenediamine maddeleri saç köklerinde yara, kaşıntı, kızarıklık, şişlik gibi alerjik reaksiyonlara neden olabilir. Böyle bir durumda hemen bol suyla boya saçlardan uzaklaştırılmalı ve dermatolojik muayeneye başvurulmalıdır.